Bu çok az - saygı gerektirir. Birey, işinin gerekli ve önemli olduğunu hissetmelidir. Çalıştığınız yerde güçlü yönlerinizi bulmaya çalışın. Bu işe yaramazsa, şansınızı sağlığınıza zarar vermekten başka bir yerde denemek daha iyidir.
Modern dünyada "iş" ve "mutluluk" kavramlarını birleştirmek zordur. İş yeri çoğunlukla, bir kişinin ayaklarını zorlukla sürükleyerek gittiği ağır bir görev olarak algılanır. Kendimizin, ailemizin ve arkadaşlarımızın varlığını sağlamak için çalışırız. Çoğu zaman ofiste otururken, iş gününün ne zaman biteceği düşüncesiyle saate bakarız. Hayatımızın çoğunu işte geçirdiğimiz gerçeğini düşünmüyoruz. Bu durumda, mutlu hissetmek için çok az şeye ihtiyacınız var.
İyi takım
Bireyselleştirme ve kişisel başarıya odaklanma politikası kirli işini yaptı. Gittikçe daha sık herkesin “kendi başına” olduğu kolektifler var. Meslektaşlar arasında kıskançlık, diğerini aldatma arzusu, dedikodu ve çatışmalar gelişir. Çalışma ortamı "zehirli" bir karakter kazanıyor. Takımdaki uyum, sadece liderin değil, aynı zamanda onun parçası olan kişilerin de çabalarıyla sağlanır.
Çoklu görev eksikliği
Çoğu kuruluş, çalışanlarının ücretlerinden tasarruf etmeyi sever. Çok kısıtlı bir kadro ile tüm işleri yapmaya çalışıyorlar. İnsanların kelimenin tam anlamıyla parçalara ayrıldığı ortaya çıktı. Bu ritme ayak uyduramıyorsanız, sinir krizi geçirmekten daha rahat bir işe geçmek daha iyidir.
işe saygı
"Kimsenin hiçbir şeye ihtiyacı yok" politikası, ekipte kesinlikle iş dışı ilişkiler yaratır. İnsanlar işyerinde kendilerine ayrılan süre boyunca "otururlar", buna hiç ilgi duymazlar. Çalışanlar çalışmalarının takdir edilmesini bekliyorlar, bu nedenle sertifika, şükran ve küçük ikramiyelerden mahrum kalmamalısınız.
Bir kişinin iyi bir ruh hali içinde işe gitmesi için çok az şeye ihtiyacı vardır.