Bir ceza davasında sanık, şüpheli, sanık statüsüne sahipseniz ifade vermeyi reddedebilirsiniz. Tanık da benzer bir hakka sahiptir, ancak yalnızca kendisi, eşi ve yakın akrabaları aleyhine tanıklık etmesi söz konusu olduğunda.
Genel bir kural olarak, cezai takibata katılan herhangi bir katılımcı yetkili makamlara ifade vermekle yükümlüdür ve ilgili bilgileri vermeyi reddetmek kovuşturmanın temelidir. Bununla birlikte, mevcut ceza muhakemesi mevzuatı, belirli kategorilerdeki kişilerin ifade vermeyi reddedebilecekleri çeşitli istisnalar sağlamaktadır. Bazen böyle bir reddetme geneldir, diğer durumlarda bir kişi, kendisine herhangi bir ceza verilmesini gerektirmeyen kesin olarak tanımlanmış koşullar hakkında konuşmayı reddeder.
İfade vermeyi tamamen reddetme olasılığı
Cezai takibattaki tek katılımcı, hakkında soruşturma veya davanın yürütüldüğü kişi olan tanıklık etmeyi tamamen reddedebilir. Ceza davasının farklı aşamalarında, bu katılımcı şüpheli, sanık, sanık olarak adlandırılabilir, ancak her durumda uygun hakka sahiptir. Rusya Federasyonu Ceza Muhakemesi Kanunu, özellikle böyle bir kişiye, kendisi tarafından dile getirilen bilgilerin bir ceza davasındaki önemli koşulları doğrulamak için kullanılabileceği konusunda zorunlu bir uyarı sağlar. Bu durumda, bu tür bir ifadenin daha sonra reddedilmesi, otomatik olarak iptal edilmesini gerektirmeyecektir.
Tanıklık etmeyi reddetme özel durumları
Cezai takibattaki diğer katılımcılar da belirli durumlarda ifade vermeyi reddedebilir. Özellikle, kendisi, eşi ve diğer yakın akrabaları aleyhine tanıklık edebilecek herhangi bir bilgiyi açıklamama hakkına sahip olan bir tanığa böyle bir hak tanınmıştır. Yakın akrabalar arasında ebeveynler, çocuklar, büyükanneler, büyükbabalar, torunlar, evlat edinilen çocuklar, evlat edinen ebeveynler, kız kardeşler, erkek kardeşler de bulunur. Ceza muhakemesi mevzuatının, bazı kişilerin bir ceza davasına tanık olarak katılmalarını tamamen yasakladığı akılda tutulmalıdır. Bu kişiler din adamları, Devlet Duması milletvekilleri, Federasyon Konseyi üyeleri, avukatlar ve mesleki görevlerinin doğrudan yerine getirilmesinde elde edilen bilgileri ifşa etmeme hakkına sahip savunuculardır (örneğin, bir rahip gizli bir itirafla bağlı olabilir).). Ayrıca belirli bir davaya katılırken öğrendikleri bilgilerle ilgili olarak sorgulanmayan hakimler, jüri üyeleri de bu hakka sahiptir.