Nafaka borcunun tahsili ve bu ödemelerin miktarının tespitine ilişkin davalar sulh ceza mahkemesinde görülür. Belirtilen iddiaların miktarına bakılmaksızın, bu tür aile hukuku uyuşmazlıklarını çözen bu yargı makamlarıdır.
Nafakanın geri alınması talebiyle adli makamlara başvururken, ilgili davanın yargı yetkisinin doğru belirlenmesi önemlidir. Davacı, yargı merciini yanlış seçerse, belirli bir davanın yargı yetkisinin bulunmaması nedeniyle talep beyanı bu mahkemeye iade edilebilir. Belirli bir mahkemeyi seçme sürecinde, yalnızca Rusya Federasyonu yargı sistemindeki seviyesini değil, aynı zamanda bölgesel yargı yetkisini de belirlemek önemlidir. Her mahkeme, kesin olarak belirli bir bölgede (kural olarak, belirli bir yerleşim yerinde, idari bölgede veya bir yargı bölgesinde) ikamet eden kişilerin taleplerini kabul eder ve değerlendirir. Aynı zamanda, bu kuralın istisnaları olmasına rağmen, bölgesel yargı yetkisinin tanımı, davalının ikamet ettiği yere bağlıdır.
Nafaka uyuşmazlıklarını çözen mahkemenin seviyesi nasıl belirlenir?
Nafaka davaları hukuki mahiyetleri gereği aile hukuku ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklara ilişkindir. Medeni usul mevzuatı, bu tür anlaşmazlıkları sulh mahkemelerinin yargı yetkisine yönlendirir ve bu davadaki iddiaların boyutunun yasal bir önemi yoktur. Sulh mahkemeleri, babalık tespiti, ebeveyn haklarından yoksun bırakma veya kısıtlama ve evliliğin geçersiz kılınması davaları hariç, tüm aile hukuku davalarına bakar. Aynı zamanda, hukuk uyuşmazlıkları için belirlenen elli bin ruble sınırı uygulanmaz, bundan sonra dava bölge mahkemesinin yargı yetkisine tabi olur, çünkü bu durumda bir aile hukuku uyuşmazlığından bahsediyoruz.
Nafakanın geri alınması için başvururken bölgesel yargı yetkisi nasıl belirlenir?
Bölgesel yargı yetkisini belirlemek için genel kural, davalının ikamet ettiği yerde bulunan mahkemeye bir talepte bulunma ihtiyacıdır. Başka bir deyişle, genellikle çocuğun annesi olan nafaka alacaklısı, borçlunun yeni ikametgahını bulmalı ve ilgili adresin hangi mahkeme bölgesinde olduğunu belirlemelidir. Ancak bu tür davaların özelliği, nafaka ödeyen kişinin genellikle çocuklarına karşı yükümlülüklerden gizlenmesi, iş yerini ve ikamet yerini değiştirmesi gerçeğinde yatmaktadır. Bu nedenle usul mevzuatı, davacının ikamet ettiği yerdeki mahkemeye talep beyanı sunma hakkı şeklinde bu tür anlaşmazlıklar için bir istisna oluşturur. Bu durumda ikamet yeri, resmi kayıt adresi anlamına gelir (pasaporttaki işarete göre).