Bir metropolün her ikinci sakini iş stresine maruz kalır. Öncelikle stresin temel nedenleri çalışma koşulları ve çalışanın kişisel özellikleridir. Yorgunluk ve nevrozun üstesinden nasıl gelinir?
İstatistiklere göre, nüfusun %62'si uzun bir çalışma haftasına sahip ve düzensiz çalışma programlarına katlanmak zorunda kalıyor. Elbette bu süre zarfında vücut yorgunluk biriktirir, psiko-duygusal tükenme meydana gelir.
Çalışan yeteneklerini yeterince değerlendirmeyi bırakır ve benlik saygısı düşer ve sonuç olarak emek verimliliği düşer. Bir kişi artık kendini tamamen çalışmaya adayamayacağından.
Stresin ana nedenleri şunlardır:
- Alınan büyük miktarda bilgi (çalışanın tüm çalışma sürecini kapsayacak zamanı yoktur);
- Çalışma süresinin yanlış dağılımı;
- Organizasyon içinde net bir yapı yoktur (hedefler yanlış belirlenmiştir);
- Kariyer gelişimi yok;
- Çok fazla kesinti (iş yok);
- Motivasyon eksikliği;
- Takımdaki kişisel çatışmalar.
İşyerinde stresle nasıl başa çıkıyorsunuz? Bazı basit kurallar var:
- Bir çalışma programı oluşturun - bir günlük başlatın ve her günü sıkı bir şekilde planlayın.
- Dinlenmek için biraz zaman ayırın - kendinize şirketin kapısından çıktığınızda işi unuttuğunuzu bir kural haline getirin. Yatmadan bir saat önce ve hafta sonları telefonunuzu fişten çekin. İş arkadaşlarınızın kişisel zamanınız olduğunu anlaması gerekir.
- Günlük 20 dakikalık bir yürüyüş yapın, kafaya temiz hava akışı beyin aktivitesini oluşturur.
- Kitap okuyun - işte çalışmak için değil, eğlenmek için kendinize ilginç bir edebiyat seçimi yapın.
- Her zaman her şeyi kontrol edemeyeceğinizi kabul edin. Her şeyi kontrol etmeye çalışan insanlar strese en yatkındır.
- Sinirli insanlardan ve çatışma durumlarından kaçının, provokasyonlara tepki vermeyin, sessiz ve ince olun. Her neyse, tartışma size zevk getirmeyecek.
İş yerinizde bir orta yol bulun - kendinize çok fazla sorumluluk almamalısınız ve tamamen rahatlamamalı ve arkanıza yaslanıp bilgisayarda solitaire oynamamalısınız. İş akışınızın keyfini çıkarın. Daha az gergin ol!